top of page

Arama Sonuçları

"" için 98 öge bulundu

  • Bitkilerde Üreme | selinhoca

    Bitkilerde Üreme Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu ÇİÇEĞİN YAPISI ✔ Kapalı tohumlu bitkilerin üreme organıdır. ✔ Yapısında 4 temel bölge bulunur. ✔ Çanak Yaprak: Çiçeğin en dışında bulunan yeşil renkli yapraklardır. Tomurcuk halindeyken çiçeği korur. ✔ Taç Yaprak: Renkli (yeşil de olabilir), kokulu ve gösterişli yapraklardır. Üremeye yardım eder. Bol miktarda kromoplast ve golgi organeli bulundurur. ✔ Erkek Organ (Stamen): Başçık (anter) ve sapçık (filament) olmak üzere iki kısımdan oluşur. Başçık polenlerin üretildiği yerdir. ✔ Dişi Organ (Pistil): Tepecik (Stigma), dişicik borusu (stilus) ve yumurtalık (ovaryum) olmak üzere üç kısımdan oluşur. Tepecik üzerinde tüyler ve yapışkan madde vardır. Bu durum tozlaşmayı kolaylaştırır. Yumurtalık içinde tohum taslağı bulunur. ✔ Çiçek yapılarının tamamına sahip olan çiçeklere tam, hermafrodit ya da erselik çiçek denir. ✔ Erkek ya da dişi organdan sadece birini taşıyan çiçeklere eksik çiçek denir. ✔ Eksik çiçek erkek organ taşıyorsa erkek çiçek; dişi organ taşıyorsa dişi çiçek denir. ✔ Erkek ve dişi çiçek aynı bitki üzerinde bulunuyorsa tek evcikli bitki (monoik) denir. ✔ Erkek ve dişi çiçek farklı bitki üzerinde bulunuyorsa iki evcikli bitki (dioik) denir. POLEN OLUŞUMU ✔ Erkek organının başçık kısmında üretilir. ✔ Başçık içeriside iki tane teka vardır. Her bir teka iki bölmeden oluşmuştur ve bu bölmeler içerisinde polen keseleri yer alır. Bu keseler içinde de polen ana hücreleri bulunur. mayoz 4 endomitoz Polen ana hücresi (2n) --> mikrospor (n) --> iki çekirdekli (Mikrospor ana hücresi) polen oluşur. ✔ İki çekirdekli polenin çekirdeklerinden birine vejetatif, diğerine ise generatif çekirdek denir. ✔ Vejetatif çekirdek tozlaşma sonrasında polen tüpünü oluştururken, generatif çekirdek ise polen tüpü içerindeyken mitoz geçirerek sperm çekirdeklerini oluşturur. YUMURTA OLUŞUMU ✔ Yumurtalıkta bulunan tohum taslağı içinde megaspor ana hücresi (2n) bulunur. mayoz 4 Megaspor ana hücresi --> Megaspor (n) ✔ Oluşan 4 megasporun 3’ü erir. Kalan megaspor büyüyerek art arda 3 mitoz geçirir. Sonuçta 8 çekirdek oluşur. Bu oluşan 8 çekirdek tohum taslağı içinde dağılırlar. ✔ Ortadaki iki çekirdeğe polar çekirdek, üstteki üç çekirdeğe antipod çekirdek, girişte ortada bulunan çekirdeğe yumurta, yumurtanın iki yanında bulunan çekirdeğe sinerjit çekirdek denir. ✔ Tohum taslağı içerisinde oluşan bu yapa embriyo kesesi denir. TOZLAŞMA ✔ Erkek organ başçığında oluşan polenin dişi organ tepeciğine ulaşmasına tozlaşma denir. ✔ Tozlaşma; hayvanlarla, rüzgarla ve suyla olabilir. Rüzgarla tozlaşan bitkilerde daha çok polen üretilir. ✔ Taç yaprakların gösterişi ve salgıladığı koku; tepeciğin yapışkan ve tüylü olması tozlaşmayı kolaylaştırır. ✔ Genel olarak iki tip tozlaşma görülür. Kendi kendine tozlaşma: Dişi organının kendi erkek organının polenleri ile tozlaşmasıdır. Sadece hermafrodit bitkilerde görülür. Çapraz tozlaşma: Bir çiçeğin aynı türden başka bir çiçekle tozlaşmasıdır. Hem hermafrodit hem de eksik çiçeklerde görülür. ✔ Hermafrodit çiçeklerin çok büyük bir kısmı genetik çeşitliliğin artırmak amacıyla kendi kendine tozlaşmayı tercih etmezler ve bunu engellemek için birçok mekanizma geliştirirler. örnek: Tepecik poleni kabul etmez. Polen ve yumurta farklı zamanlarda üretilir. DÖLLENME ✔ Dişi organın tepeciğine ulaşan polen, tozlaşır. Polenin yapısında bulunan vejetatif çekirdek polen tüpünü oluşturur. Generatif çekirdeği embriyo kesesine doğru gönderir. Generatif çekirdek mitozla 2 tane sperm çekirdeğini meydana getirir. ✔ Polen tüpü, tohum taslağının mikropil açıklığına gelince patlar ve sperm çekirdekleri embriyo kesesine geçer. Burada çift döllenme meydana gelir. 1) Sperm (n) + Yumurta (n) = Zigot (2n) 2) Sperm (n) + Polar Çekirdek (2n) = Triploit Çekirdek (3n) Döllenmeden sonra gerçekleşen olaylar 1)Zigot (2n) --> Embriyo (2n) 2)Triploit Çekirdek (3n) --> Endosperm (3n) 3)Tohum taslağının dış dokuları --> Tohum kabuğu 4)Tohum taslağı --> Tohum 5)Yumurtalık --> Meyve Polen oluşumu dışındaki tüm olaylar dişi organ içerisinde olur. Sperm üretimi polen tüpü oluştuktan sonra gerçekleştiğinden o da dişi organ içerisinde olur. TOHUM ✔ Döllenme olayının ardından tohum taslağı tohuma dönüşür. ✔ Bir tohumun yapısında embriyo, endosperm ve tohum kabuğu olmak üzere üç tane yapı bulunur. Embriyo: Zigotun gelişmesiyle oluşur. Yapısında embriyonik kök, embriyonik gövde ve çenek vardır. Çenek endospermden aldığı besini embriyoya aktarır. Embriyonik gövde ve kök gelişerek gerçek kök ve gövdeyi oluşturur. Tohum kabuğu: Tohum taslağının dış hücreleri tarafından oluşturulur. Tohumu dış etkilerden korur. Endosperm; Döllenmenin ardından oluşan triploit hücre besin maddelerini depolamaya başlar ve endosperm haline gelir. Endosperm, çimlenme süresince embriyonun beslenmesini sağlar. Bazı dikotil bitkilerde çenekler, endosperm içindeki besini alarak çok fazla büyür ve endospermin yok olmasına neden olur. MEYVE ✔ Döllenmeden sonra yumurtalığın gelişmesi sonucu oluşur. ✔ Tohumu korur ve yayılmasına yardım eder. ✔ Meyveler oluşumuna göre iki şekilde sınıflandırılır. Basit Meyve: Tek bir yumurtalıktan oluşan meyvedir. üzüm, erik… Bileşik Meyve: Bir veya birden fazla çiçeğin yumurtalıklarının gelişmesiyle oluşan meyvedir. çilek, ananas… ÇİMLENME VE GELİŞME ✔ Embriyonun su kaybetmesi ile embriyo metabolizması durur. Embriyo dormansi haline geçer. ✔ Bitkinin dormansi halinde kalması abisisik asit hormonu, dormansiden çıkması ise giberellin hormonu sayesinde olur. Dormansinin kırılma şartları bitki türüne göre farklılık gösterir. ✔ Tohum içindeki embriyonun uygun koşullarda dormansinin bozularak genç bitkiyi oluşturmak için geçirdiği değişimlere çimlenme denir. ✔ Çimlenmenin yapılabilmesi için uygun sıcaklık, su ve oksijen şarttır. ✔ Çimlenme sırasında sadece solunum yapılır. Fotosentez yapılmaz. ✔ İlk yapraklar oluşuncaya kadar embriyo için gerekli besin endospermden sağlandığından tohumun kuru ağırlığında azalma olur. İlk yapraklar çıkınca çimlenme sonlanır ve bitki fotosentez yaparak beslenmeye başlar. ✔ Tohum hücreleri tohum kabuğu çatlayana kadar etil alkol fermantasyonu daha sonra ise oksijenli solunum yapar. Çimlenme Basamakları ✔ Tohum su emerek şişer ve tohum kabuğu çatlar. ✔ Embriyo hücrelerinin enzimi aktif hale geçer ve giberellin hormonu sentezlenir. ✔ Giberellin, absisik asitin etkisini ortadan kaldırır ve amilaz enzimi faaliyete geçer. ✔ Endospermde depolanan besinler kullanılarak solunum yapılır ve ATP üretilir. ✔ Tohum kabuğundan önce, embriyonik kökten gelişen ilk kök çıkar. Yerçekimine doğru büyür. Bu kısım zamanla gerçek kökü oluşturur. ✔ Toprak üstünde doğru ise embriyonik gövdeden gelişen gövde çıkar. İlk yapraklar çıkınca fotosentez başlamış olur. ✔ Fotosentez yapmaya başlamış bir bitkide çimlenme tamamlanmıştır. ✔ Çift çenekli bitkilerde (bezelye hariç) çenekler çimlenirken toprak üstünde kalır. ✔ Tek çenekli bitkilerde çenekler çimlenirken toprak altında kalır. Sıradaki konu: Canlılar ve Çevre Önceki konu: Bitkilerde Beslenme - Taşıma Diğer video izleme seçenekleri Özel Ders versiyonu

  • Genetik Müh | selinhoca

    Genetik Müh. ve Biyoteknoloji Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji ✔ Çeşitli mühendislik alanlarını kullanarak bitki, hayvan ve mikroorganizma yapılarının laboratuvar ortamında geliştirip onlardan yeni ürünler üretmeyi amaçlayan bilim dalına biyoteknoloji denir. Sütten yoğurt yapımı, sirke üretimi, hamur mayalanması gibi olaylar geleneksel biyoteknolojik yöntemlerdir. Aşı, ilaç, hormon üretimi, atık maddelerin temizlenmesi için canlıların kullanımı, gen aktarımı gibi çalışmalar ise modern biyoteknolojik yöntemlerdir. ✔ Genlerin izole edilmesini, çoğaltılmasını, farklı canlı genleri ile birleştirilmesini ya da genlerin canlılar arasında nakledilmesi için çalışmalar yapan bilim dalına genetik mühendisliği denir. Islah Yöntemleri ✔ Melezleme: Farklı karakterler bakımından homozigot olan bireylerin çaprazlanması ile heterozigot bireyler elde edilmesidir. ✔ Yapay Dölleme: Üstün özellikli spermler ile üstün özellikli yumurtaların laboratuvar ortamında döllendirilmesidir. ✔ Poliploidi: Kromozom çift sayısının fazla olması durumudur. Poliploidi canlılar daha verimli ve daha dayanıklı ürün oluştururlar. ✔ Günümüzde biyoteknoloji ve genetik mühendisliğinin çalışmaları ile; alkollü içecekler aşı süt ürünleri interferon insülin hormonu penisilin ve türevleri büyüme hormonları ekmek, sirke, alkol ve aseton gibi ürünler deterjan… gibi maddeler üretilmektedir. GDO (Transgenik Organizma) ✔ İstenilen özellikte bitki ve hayvan üretilebilmek için, insana yarar sağlayacak şekilde organizmaların genetik yapıları değiştirilmektedir. Bu şekilde genetiği değiştirilmiş canlılara GDO (Transgenik canlı) denir. ✔ Bu canlıların besin olarak kullanılmasına, ileriki dönemde insanlarda alerjik reaksiyonlara sebep olabileceğinden birçok bilim insanı tarafından karşı çıkılmaktadır. İnsan Genom Projesi ✔ 1990 yılında pek çok ülkenin desteği ile insanların genetik maddesinin nükleotit diziliminin belirlenebilmesi için başlatılmış projedir. ✔ Genetik maddenin 3 milyardan fazla nükleotid, 20000-25000 civarında gen içerdiği saptanmıştır. (Genomun yaklaşık olarak %97si tüm insanlarda aynıdır.) Gen Klonlanması: Bir canlıya ait olan genin başka bir canlıya aktarılmasıdır. ✔ Seçilmiş bir genin plazmit ya da bir virüs içerisine yerleştirilerek bir bakteriye aktarılması ve bakteri aracılığı ile birçok kopyasının üretilmesine gen klonlanması denir. Gen klonlanmasının aşamaları: 1. İstenilen geni taşıyan DNA molekülü ile vektör olarak kullanılacak olan bakteri plazmiti saf olarak elde edilir. 2. DNA molekülü üzerinde klonlanacak gen belirlenir. Vektör olarak kullanılacak plazmit ve klonlanacak gen kesilir. 3. Klonlanacak gen plazmitin boş kalan kısmı ile birleştirilir. Bu şekilde rekombinant DNA molekülü elde edilmiş olur. Böylece klonlanacak gen plazmit içine yerleştirilir. 4. Rekombinant DNA bir bakteriye aktarılarak rekombinant bakteri elde edilir. 5. Rekombinant bakterinin üremesi ile klonlar oluşur. Bunlar arasından istenilenler seçilir. Seçilenler ile uygun çalışmalar yapılır. Hayvan Klonlanması: Bir hayvanın genetik olarak kopyasının üretilmesidir. ✔ İlk klon canlı DOLLY ismi verilen bir koyundur. (1996) Ancak Dolly sadece 6 ay yaşayabilmiştir. Koyun Klonlanmasının Aşamaları 1) Dişi bir koyunun (2. koyun) yumurta hücresi alınmış ve bu hücrenin çekirdeği çıkartılarak bir süre yaşaması sağlanmıştır. 2) Başka bir dişi koyunun (1. koyun) memesinden bir hücre alınmış bu hücrenin çekirdeği çıkartılmıştır. 3) Sitoplazması alınan yumurta hücresi ile çekirdeği alınan meme hücresi kaynaştırılarak 2n kromozomlu bir hücre elde edilmiştir. 4) Oluşan 2n kromozomlu hücre mitoz bölünmelerle embriyo halini almış ve farklı bir dişi koyun (3. koyun) rahmine yerleştirilerek gelişmesi sağlanmıştır. 5) Gebelik sonunda doğan koyun genetik olarak 1. koyunun aynısı yani klonu olmuştur. Gen Terapisi: Virüsler kullanılarak insanlardaki bozuk genlerin sağlam genler ile değiştirilmesidir. DNA Parmak İzi: İnsandan alınan DNA molekülünün enzimler ile parçalanarak bazı uygulamalar sonucu bantlaşma yapması ve bu bantlaşmaların pek çok alanda kullanılmasıdır. ✔ Tek yumurta ikizleri hariç her insanın DNA parmak izi farklıdır. Kök Hücre: Bölünme yeteneği fazla ve farklılaşmamış hücrelere kök hücre denir. ✔ Embriyo, kordon kanı ve yetişkin bireylerin bazı dokuları temel kök hücre kaynağıdır. ✔ Yetişkin kök hücreler, vücutta birçok doku ve organ yapısında bulunur. Bulundukları organların hasar görmesi durumunda hasarlı bölgeyi onarırlar. ✔ Embriyonik kök hücreler, embriyo yapısında bulunur; gebelik süresince farklılaşarak canlının fetüs halini almasını sağlar. ✔ İnsandan alınan kök hücreler laboratuvar ortamında geliştirilerek organ ve doku üretiminde kullanılabilir. Sıradaki konu: ATP ve Fosforilasyon Önceki konu: Protein Sentezi

  • Arke Protista Mantar Bitkiler Alemi | selinhoca

    Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle Diğer video izleme seçenekleri Özel Ders versiyonu izle Arkeler Alemi ✔ Prokaryot hücre yapısına sahip olmalarına rağmen bazı özellikleri ile ökaryot hücreli canlılara benzerler. ✔ Arkeler, normal ortamlarda ve diğer canlıların yaşayamayacağı ekstrem koşullarda yaşayabilen canlılardır. Yaşam yerlerine göre sınıflandırılmışlardır. ✔ Hücre duvarı ve histon proteinleri vardır. ✔ Kemoototrof ve heterotrof olarak beslenenleri vardır. Bazı çeşitleri, ışık enerjisi kullanarak ATP sentezler. Bu sırada besin üretimini gerçekleştirmez. Bu nedenle bu olay fotosentez değildir. Fotoototrof türleri yoktur. Metanojenik Arke: Metan gazı üreterek oksijensiz ortamda yaşayan canlılardır. Çöp, bataklık, lağım suları, ototrof canlıların sindirim sistemi (selüloz sindirimi) gibi yerlerde yaşarlar. Termofilik Arke: Yanardağ ağızları, jeotermal kaynaklar gibi sıcak yerlerde yaşayan arkelerdir. Halofilik Arke: Tuz gölü gibi tuzlu ortamlarda yaşayan arkelerdir. Psikrofilik Arke: Soğuk ortamlarda yaşayan arkelerdir. Biyolojik ve ekonomik önemleri açısından bakıldığında arkeler, bakterilerin ve diğer canlıların yaşayamadığı koşullarda yaşadıklarından güçlü enzimlere sahiplerdir. Bu enzimler pek çok alanda kullanılır. ✔ Endüstride pek çok tepkimenin gerçekleşmesinde ✔ Atık maddelerin zehirli özelliklerinin azaltılmasında ✔ Kalitesi düşük metal cevherlerinin biyolojik yollarla kullanılabilir hale getirilmesinde ✔ Metal kirlenmesine uğramış suların temizlenmesinde ✔ Boya endüstrisinde anaerobik arıtma tanklarında bulunan suyun temizlenmesinde ✔ Arkeler biyogaz üretiminde kullanılırlar. ✔ Koloni, tek ve çok hücreli ökaryot canlıların bir arada bulunduğu karışık bir gruptur. ✔ Protista alemindeki canlılar ototrof (fotosentez), parazit ya da saprofit olabilir. Amip: ✔ Yalancı ayaklarla beslenir ve hareket ederler. ✔ Tatlı sularda yaşarlar. ✔ Heterotrofturlar. ✔ Bazı türleri patojendir. Paramesyum: ✔ Silleri sayesinde hareket ederler. ✔ Tatlı sularda yaşarlar. ✔ Heterotrofturlar. ✔ Eşeysiz üreme ve konjugasyon yapabilirler. ✔ Hücrelerinde iki çekirdek bulunur. Öglena: ✔ Kamçıları ile hareket ederler. ✔ Tatlı sularda yaşarlar. ✔ Hem ototrof hem heterotroftur. Trypanosoma: ✔ Kamçıları ile hareket ederler. ✔ Parazit ve patojendir. ✔ İnsana çeçe sineği ile bulaşır ve uyku hastalığına neden olur. Plazmodyum: ✔ Hareket yapıları yoktur. ✔ Parazit ve patojendir. ✔ Spor oluşturarak ürerler. (Metagenez yaparlar.) ✔ İnsana anofel dişi sinek ile bulaşır. Sıtma hastalığına neden olur. Cıvık Mantarlar: ✔ Hücre çeperi taşımazlar. ✔ Yalancı ayaklarla hareket eden canlılardır. ✔ Parazit ya da saprofit olabilirler. Algler: ✔ Tek, çok ya da koloni formunda olan bitkilere benzeyen canlılardır. ✔ Fotoototrofturlar. ✔ Kahverengi alg, esmer alg, kırmızı alg, yeşil alg gibi çeşitleri vardır. ✔ Mavi – yeşil algler (siyanobakteri) prokaryotik canlılardır. Sınıflandırmada algler içerisinde yer almazlar. Mantarlar (Fungi) Alemi ✔ Tek hücreli (maya mantarı) ya da çok hücreli (şapkalı mantar, küf mantarı) olabilen ökaryotik canlılardır. ✔ Aktif hareket etmezler. ✔ Depo polisakkaritleri glikojendir. ✔ Heterotrof beslenirler. ✔ Sentrozom taşımazlar. ✔ Hücre çeperlerinin yapısı kitindir. ✔ Maya mantarları hariç vücutları hif ve miselyumlardan oluşmuştur. ✔ Tomurcuklanma ve metagenez ile ürerler. ✔ Gıda ve ilaç sektöründe kullanılırlar. ✔ Depo polisakkaritlerinin glikojen olması, kitin taşımaları ve heterotrof beslenmeleri yönüyle hayvanlara; hücre çeperine sahip olmaları, aktif olarak hareket edememeleri ve sporla çoğalmaları yönüyle de bitkilere benzerler. ✔ Saprofit olanları organik maddeleri inorganik madde haline getirerek madde döngüsünün devamını sağlarlar. ✔ Bazı mantarlar bitki köklerinde yaşar. (Mikoriza) Bitkilerin topraktan su ve mineral almasını kolaylaştırır. ✔ Fermantasyon endüstrisinde, ilaç sanayisinde ve çeşitli ürünlerin elde edilmesinde kullanılır. ✔ Şapkalı mantarlar besin olarak kullanılır. Besin içerikleri çok zengindir. ✔ Bazı mantarlar bitkiler üzerinde parazit olarak yaşarlar. Tarım bitkilerine çok büyük zarar verirler. ✔ Küf mantarları ekmek, meyve, sebze ve diğer yiyeceklerin çürümesine neden olurlar. ✔ Mantarlar insanlarda birçok hastalığa neden olurlar. ✔ Mantar sporları hayava karışarak alerji ve astıma neden olabilirler. Bitkiler Alemi ✔ Çok hücreli ökaryot canlılardır. ✔ Fotoototrofturlar. Karasal yaşamın oksijen ve besin kaynağıdırlar. ✔ Bazı çeşitleri parazittir. (Parazit bitkilerin bazıları fotosentez yapamaz.) ✔ Selüloz içeren hücre çeperleri vardır. ✔ Depo polisakkaritleri nişastadır. ✔ Toprağa bağlı olduklarından aktif olarak hareket etmezler. ✔ Sinir sistemleri ve duyu organları yoktur. ✔ Büyümeleri sınırsızdır. ✔ Eşeyli, eşeysiz ile üreyebilirler. ✔ Tohumsuz bitkiler, otsu olup tohum oluşturamazlar. Spor oluşturarak metagenez ile ürerler. ✔ Tohumlu bitkiler ise otsu ya da odunsu olabilirler. Tohum oluşturarak eşeyli ürerler. Sıradaki konu: Omurgasız Hayvanlar Önceki konu: Bakteriler Alemi

  • İnsanda Sinir Sistemi - Beyin | selinhoca

    MSS - Beyin Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle İNSANDA SİNİR SİSTEMİ İnsanda sinir sistemi merkezi sinir sistemi (MSS) ve çevresel sinir sistemi (ÇSS) olmak üzere ikiye ayrılır. A) MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ ✔ Beyin ve omurilikten oluşur. ✔ Duyu nöronları ile gelen uyarıları değerlendirerek uyarılara uygun cevap oluşturur. ✔ Ara nöronlardan oluşmuştur. 1) BEYİN ✔ Kafatası kemikleri ile korunan merkezi sinir sistemi organıdır. ✔ Deneyimler (depolanmış bilgi) , şimdiki ve gelecek olaylar hakkında bilinçli deneyim oluşturabilen tek organdır. ✔ Ön, orta ve arka olmak üzere üç kısımda incelenir. Beyin Zarları: Beyin, bağ dokudan oluşmuş 3 zarla korunur. Kafatası altında bulunan bu zarlara meninges denir. ✔ Sert Zar: Beyinin en dışında bulunan zardır. Beyni mekanik etkilerden, yaralanma ve zedelenmelerden korur. ✔ Örümceksi Zar: Sert zar ile ince zar arasında bulunur. Sert zar ile ince zarı birbirine bağlar. ✔ İnce Zar: En içteki zardır. Beynin tüm girinti ve çıkıntılarına girmiştir. Yapısında bol miktarda kan damarı vardır. Bu kan damarları beynin beslenmesini sağlar. BOS (Beyin – Omurilik Sıvısı) ✔ Örümceksi zar ile ince zar arasında bulunarak beyin ve omuriliği sarar. ✔ Kan basıncının etkisi ile kılcal damarlardan çıkmış bir sıvıdır. Görevleri ✔ Beyin ile omuriliği darbe ve sarsıntılara karşı korur. ✔ Beyin ve omurilikte metabolizma sonucu oluşmuş atık maddelerin kana geçmesini sağlar. ✔ Beyin ve omuriliğin beslenmesi için gerekli maddeleri kandan alarak süzer. ✔ Merkezi sinir sisteminin iyon dengesinin sağlanmasında rol oynar. 1) Ön Beyin ✔ Beynin en büyük kısmıdır. Bu nedenle büyük beyin de denir. ✔ Diğer beyin bölümlerini üsten örter. ✔ Uç beyin ve ara beyin olmak üzere iki kısımda incelenir. a) Uç Beyin ✔ Önden arkaya doğru uzanan bir yarıkla sağ ve sol olmak üzere iki yarım küreye ayrılmıştır. ✔ Bu yarım küreler aksonlarla birbirine bağlıdır. Üstteki bağ --> nasırlı cisim Alttaki bağ --> beyin üçgeni ✔ Beyin yarım kürelerini enine ayıran derin bir yarık bulunur. Bu yarığa rolando yarığı denir. Beyin Yarım Kürelerinin Enine Kesitinin Yapısı ✔ Dış kısmı boz, iç kısmı ak maddeden oluşmuştur. ✔ Ak madde: Miyelinli sinirlerin aksonlarından meydana gelmiştir. Bu bölgenin beyaz olmasının sebebi lipitçe zengin miyelinlerin bulunmasıdır. ✔ Boz madde: Miyelinsiz nöron gövdelerinden oluşmuştur. Bu bölgeye korteks (kabuk) denir. Beynin kabuk kısmı çok sayıda kıvrıma sahiptir. Bu kıvrımlar boz maddenin yüzey alanını artırır. Uç Beyinin Görevleri ✔ Zeka ✔ Hafıza ✔ Yazı yazma ✔ İstemli hareket etme ✔ Duyu organlarından gelen bilgilerin değerlendirilmesi ✔ Öğrenme ✔ Karar verme ✔ Bilinçli davranış ✔ Duyusal olarak çevrenin farkında olma gibi görevleri vardır. Beyin yarım küreleri vücudun zıt tarafını kontrol eder. b) Ara Beyin ✔ Beyin yarım küreleri arasında kalır. Epitalamus, talamus ve hipotalamus olmak üzere 3 kısımdan oluşmuştur. Epitalamus: Talamusun arka kısmında bulunur. İnce bir uzantısı vardır. Bu uzantı epifiz bezi (pineal bez)’dir. Epifiz bezi melatonin hormonu salgılar. Talamus: Duyu organlarından gelen bilgilerin toplanma ve dağılım merkezidir. ✔ Koku duyusu dışındaki tüm duyular burada sınıflandırılır. Uç beyinde bulunan duyu merkezlerine iletir. Koku ise talamusa uğramadan direkt uç beyindeki değerlendirme merkezine geçer. ✔ Ayrıca uyanık durumdan uykuya geçişi sağlar. Hipotalamus: Homeostasinin sağlanmasında görevlidir. Görevleri ✔ Termostat görevi yaparak vücut sıcaklığını düzenler. ✔ Susama merkezi içerir. Vücudun su dengesinin düzenlenmesinde görev yapar. (OB ve idrar miktarını ayarlama) ✔ Uykunun devam etmesini sağlar. ✔ Açlık, tokluk ve iştahın düzenlenmesinde rol oynar. ✔ Korku, hiddet ve heyecanın düzenlenmesini sağlar. ✔ Üreme ve cinsel davranışları düzenler. ✔ Kan basıncını ve kalbin ritim atışını düzenler. ✔ Çevresel sinir sisteminin duyu ile ilgili aktivitelerini düzenler. ✔ Hipofiz bezini kontrol ederek hormonal denge üzerinde etkilidir. Hipofiz bezinin arka lobundan salgılanan hormonlar hipotalamusta üretilir. Ayrıca hipotalamusta üretilen özel hormonlar hipofiz bezinin ön lobundan hormon salgılanmasını kontrol eder. ✔ Karbonhidrat ve yağ metabolizmasını ayarlar. 2) Orta Beyin ✔ Ara beyin ile pons arasında bulunan bölgedir. ✔ Beynin bu bölümünden ön beyin ile arka beyin arasında bağlantı kuran sinirler geçer. Görevleri ✔ Görme ve işitme ile ilgili refleksleri düzenler. Yan taraftan yaklaşan bir cismin görüntüsünü beyin daha oluşturmadan kafa o yöne döner. Fazla ışıkta göz bebeğinin küçülmesi, az ışıkta büyümesi Ses duyan köpeğin kulaklarının dikilmesi ✔ Kas tonusu ve vücut duruşunu düzenleyen merkezler bulunur. 3) Arka Beyin ✔ Beyincik, pons ve omurilik soğanından meydana gelmiştir. a) Beyincik ✔ Arka kafa çukurunun içinde omurilik soğanının üstünde bulunan iki yarım küreden meydana gelmiş bölgedir. ✔ Dış kısmı boz, iç kısmı ak maddeden oluşmuştur. ✔ Hareket ve denge merkezidir. ✔ İskelet sistemi, kulak ve görme merkezinden bilgileri alarak koordinasyonlu bir şekilde hareket etmemizi sağlar. Beyinciği hasar görmüş bir insanda; ✔ Ayakta dururken ya da yürürken sallanma ✔ Bir cisme doğru uzanan elin dengesiz hareket etmesi ✔ Hareket eden bir cismi izleyememesi gibi belirtiler ortaya çıkmıştır. ✔ Bebekler ancak beyincik geliştikten sonra oturma , ayakta durma ve yürüme gibi faaliyetler gösterebilir. b) Pons (Varoli Köprüsü) ✔ Orta beyinle omurilik soğanı arasında bulunur. ✔ Enine tabakalaşmış kalın sinir demetlerinden oluşur. ✔ Sadece memelilerde bulunur. Görevleri ✔ Beyinciğin yarım kürelerini birbirine bağlar. ✔ Omurilik soğanındaki solunum merkezi ile birlikte çalışır. c) Omurilik Soğanı ✔ Beyinciğin altında, omurilik ile pons arasında bulunur. ✔ Dış kısmı ak, iç kısmı boz oluşmuştur. Bu yapısı ile omuriliğe benzer. ✔ Omuriliğin başlangıç yeri şeklindedir. ✔ Beyinden çıkan sinirler burada çapraz yapar. Bu durum beynin sağ tarafının vücudun sol tarafını; sol tarafının da vücudun sağ tarafını kontrol etmesini sağlar. Görevleri ✔ Solunum , sindirim, dolaşım gibi yaşamsal olayların düzenlenmesini sağlar. ✔ Yutma, kusma, hapşırma, öksürme gibi refleksleri kontrol eder. ✔ Orta beyin, pons ve omurilik soğanının tamamına beyin sapı denir. Beyin kabuğuna doğru uzanan ve beyin kabuğundan omuriliğe doğru giden tüm sinirler beyin sapından geçmek zorundadır. Sıradaki konu: Omurilik - ÇSS Önceki konu: Nöronda İmpuls Oluşumu

  • ATP ve Hormon | selinhoca

    Önceki konu: Nükleik Asitler Sıradaki konu: Hücre Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle 7) ATP ✔ Besinlerin solunumla parçalanması sonucunda açığa çıkan enerjinin kısa süreli depolandığı moleküldür. ATP içine yerleştirilmemiş enerji canlı tarafından kullanılamaz. ✔ Bütün hücreler kendi ATP’sini kendisi üretir. Hücreden hücreye aktarımı yapılamaz ve depolanamaz. ✔ Yapısında adenin organik bazı, riboz pentoz şekeri ve 3 tane fosfat bulunur. ✔ Adenin ile ribozun birbirine bağlanmasını glikozit bağı ile gerçekleşir. Adenin ve riboz beraberce adenozin yapısını oluşturur. ✔ Adenozinle 1. fosfatın bağlanması fosfoester (ester) bağı ile gerçekleşir. Adenozin + 1 fosfat: AMP Adenozin + 2 fosfat: ADP Adenozin + 3 fosfat: ATP ✔ 1-2 ve 2-3. fosfatlar arasındaki bağa yüksek enerjili fosfat bağı denir. Besinlerden açığa çıkartılan enerji bu bağlarda depolanır. ATP yapısında iki tane yüksek enerjili fosfat bağı vardır. ✔ ADP yapısına fosfat eklenerek açığa çıkan serbest enerjinin yüksek enerjili fosfat bağı içerisine hapsedilmesi ile ATP’nin üretilmesine fosforilasyon denir. ✔ ATP’nin hidroliz edilerek yüksek enerjili fosfat bağın parçalanması ile ADP ve fosfat oluşturulmasına defosforilasyon denir. ✔ AMP --> ADP --> ATP dönüşümü ve bunun tersi hücre içerisinde kademeli olarak gerçekleştirilir. Bu dönüşümler kademeli olarak olmasaydı (her iki yüksek enerjili fosfat bağı aynı anda koparılsaydı) , defosforilasyon sırasında açığa çıkan enerji hücreye zarar verirdi. 8) HORMON ✔ Protein, steroit ya da aminoasit yapılı organik maddelerdir. ✔ Endokrin bez, nöron uçları ve karma bezlerden kana salgılanırlar. ✔ Canlının metabolizmasını düzenlerler. ✔ Kanda optimum düzeyde ve doğru zamanda istenilen hormon bulunmadığında canlı metabolizmasında bozukluk olur.

  • Kontrol Çok Allelik Eş Baskınlık | selinhoca

    Önceki konu: Monohibrit ve Dihibrit Çaprazlama Kontrol Çaprazlaması-Eş Baskınlık-Kan Grupları Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Tablet versiyonu izle 2 Özel Ders versiyonu izle KONTROL ÇAPRAZLAMASI ✔ Baskın fenotipli bir bireyin genotipini bulmak amacı ile aynı karakter bakımından çekinik fenotipli bir bireyle çaprazlanmasına kontrol ya da test çaprazlaması denir. ✔ Kontrol çaprazlaması ile istenilen türler ıslah edilebilir. EŞ BASKINLIK (KODOMİNANTLIK) ✔ Allel genler arasındaki baskınlığı eşit olması durumudur. ✔ Aralarında eş baskınlık olan genler heterozigot durumdayken birbirleri üzerine baskınlık kuramazlar. Bu durumda her iki geninde özelliğini taşıyan üçüncü bir fenotip meydana gelir. ✔ İnsanlarda görülen AB ve MN kan grubu eş baskınlık sonucu oluşmuştur. ÇOK ALLELLİK ✔ Bir karakterin oluşumundan sorumlu allel sayısının ikiden fazla olmasıdır. ✔ Diploit kromozomlu hücrelerde bir karakterin oluşumu ile ilgili en fazla iki çeşit allel bulunabilir. ✔ Genotip Çeşit Sayısı: n(n+1)/2 ✔ Fenotip Çeşit Sayısı: n (alleller arasında eş baskınlık varsa; n+eş baskınlık durumları) KAN GRUPLARI AB0 KAN GRUBU ✔ İnsanlarda kan nakillerinde görev alan kan gruplarından biridir. ✔ A, B ve 0 geninin çok allelliği ile kontrol edilir. ✔ A geni ile B geni birbirine eş baskındır. 0 geni ise çekinik gendir. A = B > 0 ✔ Genlerin farklı genotipler ile yan yana gelmesi ile 4 farklı fenotipte kan grubu oluşur. (A, B, AB ve 0) Antijen (Aglütinojen): Bir canlıya dışarıdan giren yabancı proteindir. Antikor (Aglütinin): Bağışıklık sisteminin antijene karşı ürettiği protein yapılı savunma proteinidir. RH KAN GRUBU ✔ İnsanlarda kan nakillerinde dikkat edilen diğer kan grubu Rh dır. ✔ Rh proteinine sahip olmak (R), Rh proteinine sahip olmamaya (r) tam baskındır. R>r KAN UYUŞMAZLIĞI (ERİTROBLASTOSİS FETALİS) ✔ A-B-0 kan grubu farketmeksizin, annenin Rh (-), babanın Rh (+) ve çocuğun Rh (+) olması durumudur. ✔ Annenin kanında bulunan D antikoru, çocuğa geçerek çocuktaki Rh antijenlerini çökeltmeye başlar, bu durumda çocukta ölü doğum, düşük ya da sakatlıklar görülebilir. ✔ Bu durumdan korunmak için kan uyuşmazlığı ihtimali olan ailelerde annenin hamilelik döneminde aşı olması gerekmektedir. Sıradaki konu: Eşeye Bağlı Kalıtım

  • 12. SINIF | selinhoca

    12. Sınıf Konu Anlatımı ve Ders Notları 12. sınıf Biyoloji derslerinin konu anlatımlarına ve konulara ait ders notlarına ilgili derslerin sayfasına girerek ulaşabilirsiniz. Bu bölümde yer alan konular: Nükleik Asitler Genetik Şifre ve Protein Sentezi Genetik Mühendisliği ve Biyoteknoloji ATP ve Fosforilasyon Çeşitleri Fotosentez, Kemosentez, Hücresel Solunum Bitki Biyolojisi Canlılar ve Çevre YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI Genden Proteine Nükleik Asitlerin Keşfi Nükleik Asitlerin Yapısı Replikasyon Genetik Şifre Protein Sentezi Gentik Müh. ve Biyotenoloji Canlılarda Enerji Dönüşümleri ATP ve Fosforilasyon Çeşitleri Fotosentez Kemosentez Fermantasyon - Oksijensiz Solunum Oksijenli Solunum Bitki Biyolojisi Bikisel Dokular Kök Gövde Yaprak - Bitkilerde Büyüme Bitkisel Hormonlar - Hareket Bitkilerde Beslenme, Taşıma Bitkilerde Üreme Canlılar ve Çevre

  • Hormonal Kontrol | selinhoca

    Besinlerin Sindirimi ve Emilimi Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle SİNDİRİM SİSTEMİNİN SİNİRSEL VE HORMONAL KONTROLÜ ✔ Besinin görülmesi, çiğnenmesi gibi durumlar vagus sinirinin uyarılmasına neden olur. Bu uyarılma, kardia bölgesindeki bazı hücrelerin uyarılmasını ve bu hücreler tarafından gastrin homonu salgılanmasını sağlar. ✔ Gastrin hormonu mide epitel hücreleirni uyararak mide öz suyu salgılanmasını sağlar. Mide öz suyunun salgılanmasında, mide içindeki besinlerin mide iç yüzeyine çarpması da etkilidir. ✔ Kimusun bağırsağa geçmesi enterogastrin, sekretin ve kolesistokinin hormonlarının salgılanmasını sağlar. ✔ Enterogastrin, gastrin hormonunun salgısını durdurur. Böylece gereksiz yere mide öz suyu üretimi engellenmiş olur. ✔ Sekretin, pankreası uyararak bazik özellikteki bikarbonat iyonlarının bağırsağa dökülmesini sağlar. Karaciğeri uyararak safra salgılamasını ve bu safranın safra kesesinde depolamasını sağlar. (Sekretin, bağırsaktaki sindirim için zemin hazırlar.) ✔ Kolesistokinin, Safra kesesi ve pankreası uyarır. Safra kesesinin safra salgılamasını; pankreasın ise pankreas öz suyu salgılamasını sağlar. KARBONHİDRATLARIN KİMYASAL SİNDİRİMİ ✔ Karbonhidratların kimyasal ağızda başlar; ince bağırsakta sonlanır. ✔ Selüloz ve kitin sindirimini sağlayan enzimler insanlar tarafından üretilemez. Ancak selüloz mukus salgısını artırıcı yönde etki yaptığından sindirim sisteminin sağlığı için önemlidir. YAĞLARIN FİZİKSEL VE KİMYASAL SİNDİRİMİ ✔ Sadece ince bağırsak içerisinde sindirimi gerçekleşir. ✔ Safra, fiziksel sindirimini; lipaz ise kimyasal sindirimini gerçekleştirir. PROTEİNLERİN KİMYASAL SİNDİRİMİ ✔ Midede başlar; ince bağırsakta sonlanır. NÜKLEİK ASİTLERİN KİMYASAL SİNDİRİMİ ✔ İnce bağırsak da gerçekleşir. İnce Bağırsak (P) Deoksiriboznükleaz --> DNA (P) Ribonükleaz --> RNA Nükleotit sindiren enzimler (İB) Nükleotit + H2O --> Azotlu Organik Baz + Pentoz + FosforikAsit BESİNLERİN EMİLİMİ ✔ Karbonhidrat, yağ ve proteinler hidroliz edildikten sonra monomer haldeyken emilirken; vitamin, mineral ve su üzerinde işlem yapılmadan emilebilir. ✔ Emilimin asıl gerçekleştiği yer ince bağırsaktır. Ancak sindirim sisteminin bazı diğer bölgelerinde de emilim gerçekleşir. Ağız ve Mide --> Bazı zehirler, hormonlar, iyonlar, nikotin bazı ilaçlar (mide) ve alkol gibi maddeler emilebilir. Kalın bağırsakta su, vitamin ve mineral emilimi yapılır. ✔ İnce bağırsak iç yüzeyinde bulunan villuslar, emilim yüzeyini artırırlar. Villuslar içerisinde kılcal kan damarları ve lenf damarları bulunur. GASTRİT: Bakteriler ile mide mukozasının iltihaplanmasıdır. ÜLSER: Gastritin ilerleyerek yaraya dönüşmesidir. Bağırsak içerisinde de görülebilir. REFLÜ: Mide içeriğinin kardia kapakçıklarının bozulması nedeniyle yemek borusuna kaçmasıdır. SARILIK: Safra yapısındaki kolesterolün çökelmesi sonucu oluşan safra taşlarının safra kanallarını tıkaması ya da herhangi bir nedenle safranın ince bağırsağa dökülemeyip karaciğer tarafından emilerek kana geçmesi sonucunda derinin sarı bir renk almasıdır. SİROZ: Alkol, Hepatit virüsü, gereksiz ilaç kullanımı gibi nedenlerle karaciğerin yağlanarak sertleşmesidir. İlaçlarla tedavi edilir. Ancak karaciğer yetmezliğine de neden olabilir. Sıradaki konu: Dolaşım Sistemi - Kalp Önceki konu: Sindirim Sistemi Organları

  • MİKROSKOP GÖRÜNTÜLERİ | selinhoca

    MİKROSKOP GÖRÜNTÜLERİ Işık mikroskobunda sinek bacağına ve soğan epidermis hücresine yakından baktık. İstediğiniz ne varsa yorumlara yazarak bir sonraki videoda inceleyeceğimiz nesneyi belirleyebilirsiniz.

  • Omurgasız Hayvanlar | selinhoca

    Diğer video izleme seçenekleri Tablet versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle Özel Ders versiyonu izle 2 OMURGASIZLAR ŞUBESİ ✔ Sinir şeridi karın bölgesinden geçer. ✔ Notokord bulundurmazlar. ✔ Dış iskelet görülür. (Genellikle) ✔ Açık kan dolaşımı görülür. (Genellikle) ✔ Omurgasızlar; süngerler, sölenterler, solucanlar, yumuşakçalar, eklem bacaklılar ve derisi dikenliler olmak üzere altı sınıftan oluşur. 1) Süngerler: ✔ En ilkel hayvandır. ✔ Genellikle tuzlu sularda yaşarlar. Tatlı sularda yaşayan türleri de vardır. ✔ Süngerlerin vücutlarında çok sayıda por (delik) bulunur. ✔ Porlardan geçen su içerisinde bulunan besinleri özelleşmiş hücreleri (amoeboidler) ile alıp sindirirler. ✔ Embriyolarından iki tane embriyonik tabaka olduğundan sistemleri gelişmemiştir. ✔ Azotlu boşaltım atığı amonyaktır. ✔ Atık maddelerini vücutlarının ortasında bulunan oskulum boşluğundan atarlar. ✔ İç iskelete sahiptirler. ✔ Tomurcuklanma ile ürerler. ✔ Euspongia officinalis Doğu Akdeniz kıyılarında yaşayan en tanınmış sünger türüdür. Bu sünger, banyo süngeri olarak kullanılır. 2) Sölenterler: ✔ Genellikle denizlerde yaşar. Ancak tatlı sularda yaşayan türleri de vardır. ✔ Bazı türlerinde dış iskelet vardır. (Mercan) ✔ Embriyosunun yapısındaki embriyonik tabaka sayısı iki tane olduğunda n sistemler tam olarak gelişmemiştir. ✔ Sinir sisteminin görüldüğü ilk canlı grubudur. Bu sinir sistemi oldukça basittir. İlk sinir hücresi bu canlılarda görülmüştür. ✔ Vücutlarının merkezinde bir vücut boşluğu bulunur. Ağızları ile aldıkları besinleri burada sindirir. Atık maddelerini de bu boşluğa bırakır. Ağızlarını aynı zamanda anüs olarak kullanarak atık maddelerini dışarı atarlar. ✔ Ağızlarının etrafında tentekül adı verilen uzantılar vardır. Bu yapılar ile avlarını yakalayabilirler. ✔ Vücutlarının dışında yakıcı kapsüller vardır. Bu yakıcı kapsüller düşmanlara karşı korunmalarında görev yapar. Bazı sölenterlerde yakıcı kapsüller ölümlere neden olabilir. ✔ Tomurcuklanma ve metagenez ile üreme yaparlar. Örnek: Deniz anası, hidra, medüz, mercan ve deniz şakayığı… 3) Solucanlar: ✔ Yassı, yuvarlak ve halkalı olmak üzere üç grubu ayrılır. a) Yassı Solucan ✔ İnce, yassı vücutları vardır. ✔ Durgun sularda ve gölcüklerde serbest olarak ya da bir canlı vücudunda parazit olarak yaşayabilirler. Holozoik ya da parazit olarak beslenirler. ✔ Tek açıklıklı sindirim sistemleri vardır. Ağız aynı zamanda anüs olarak görev yapar. ✔ Merkezi sinir sisteminin ve özelleşmiş boşaltım organının ilk kez görüldüğü canlıdır. ✔ Solunum organları yoktur. Solunumlarını vücut yüzeyi ile yaparlar. ✔ Genellikle hermafrodittirler ve kendi kendini dölleyebilirler. Ayrıca rejenerasyon ile eşeysiz üreyebilirler. ✔ Örn: Tenya, Karaciğer kelebeği, Planarya… b) Yuvarlak Solucan: ✔ İnce, uzun ve yuvarlak vücutları vardır. ✔ İki açıklıklı (tam) sindirim sisteminin ilk görüldüğü canlıdır. ✔ Solunum ve boşaltım için özelleşmiş organları yoktur. Vücut yüzeyi ile gerçekleştirirler. ✔ Sularda ve nemli topraklarda serbest olarak ya da bir canlı vücudunda parazit olarak yaşayabilirler. Holozoik ya da parazit olarak beslenirler. ✔ Ayrı eşeylidirler. ✔ Örnek: Trichinella spiralis Wuchereria bancrofti c) Halkalı Solucan: ✔ Vücutları halkasal ve segmentlidir. ✔ İki açıklıklı sindirim sistemine sahip olup, sindirim kanalında özelleşmelere sahiptir. ✔ Karada ya da suda yaşayan türleri vardır. ✔ Suda yaşayanları solungaç, karada yaşayanları deri solunumu yapar. ✔ Nefridyum denilen boşaltım organları vardır. Azotlu boşaltım atıkları amonyaktır. ✔ Kapalı dolaşım görülür. Hemoglobinleri kan plazmasında bulunur. ✔ Hermafrodittirler. Örnek: Toprak solucanı, poliket, sülük… 4) Yumuşakçalar: ✔ Vücutları yumuşaktır. Bazı çeşitlerinde dış iskelet bulunur. (Midye, salyangoz…) ✔ Genellikle sularda yaşarlar. Nemli topraklarda yaşayanları da vardır. Genellikle holozoik beslenirler. ✔ Suda yaşayanları solungaç solunumu yapar. ✔ Bazı türlerinde kapalı kan dolaşımı görülür. (Ahtapot, mürekkep balığı…) Hemoglobinleri kan plazmasındadır. ✔ İç organları gelişmiştir. ✔ toprağı kazma, sürünme, avlarını yakalama gibi görevler için özelleşmiş ayakları vardır. ✔ Ayrı eşeylidirler ve eşeyli üreme yaparlar. Örnek: Kalamar, Midye, Ahtapot, Mürekkep balığı, Salyangoz 5) Eklem Bacaklılar: ✔ En fazla tür çeşidi bulunan hayvan grubudur. ✔ Kabuklular, örümcekler, böcekler ve çok ayaklılar olmak üzere dört gruptan oluşur. a) Kabuklular: ✔ Dış iskelete sahiplerdir. ✔ Suda yaşar ve solungaç solunumu yaparlar. ✔ Ayrı eşeylidirler. Örnek: Istakoz, yengeç, karides, su piresi… b) Örümcekler: ✔ Baş ve göğüs bölgesi kaynaşmış ve karın bölgesi olmak üzere vücutları iki segmentten oluşmuştur. ✔ Göğüs segmentinden dört çift eklemli üye çıkar. ✔ Kitapsı akciğer solunumu yapar. ✔ Ayrı eşeylidirler. Örnek: Örümcek, akrep, kene, tarantula… c) Böcekler: ✔ Hayvanlar aleminin en fazla türe sahip grubudur. ✔ Kitinden oluşmuş dış iskeletleri vardır. ✔ Vücutları baş, göğüs ve karın olmak üzere üç segmentten oluşmuştur. ✔ Üç çift eklemli bacakları vardır. ✔ İki çift kanatları vardır. (Genellikle) Kanatlarının olması dünya üzerinde çok fazla yayılım göstermelerine neden olmuştur. ✔ Bir çift antenleri vardır. Bu nedenle duyu organları gelişmiştir. ✔ Açık kan dolaşımı görülür. ✔ Trake solunumu yaparlar. ✔ Malpighi tüpü adı verilen boşaltım organları vardır. ✔ Başkalaşım geçirirler. (Metamorfoz) ✔ Karaya çok iyi uyum sağladıklarından azotlu boşaltım ürünü ürik asittir. ✔ Çizgili kaslara sahiplerdir. Bu nedenle çok hızlı hareket edebilirler. ✔ Ayrı eşeylidirler. Örnek: Arı, sinek, uğur böceği, kelebek… d) Çok Ayaklılar: ✔ Karada ve nemli yerlerde yaşarlar. ✔ Vücutları uzun ve segmentlidir. Her segmentten bir ya da iki çift eklemli üye çıkar. ✔ Trake solunumu yaparlar. Örnek: Çıyan, kırkayak… 6) Derisi Dikenliler: ✔ Denizlerde yaşarlar. ✔ Kalker yapılı iç iskeletleri vardır. ✔ Vücutlarının alt kısmında bulunan ayakları ile aktif olarak yer değiştirebilirler. ✔ Solungaç solunumu yaparlar. ✔ Ayrı eşeylidirler. ✔ Rejenerasyon ile eşeysiz üreme yaparlar. Örnek: Deniz hıyarı, Deniz kestanesi, Deniz yıldızı… Sıradaki konu: Omurgalı Hayvanlar Önceki konu: Arke, Protista, Mantar ve Bitkiler Alemi

bottom of page